CHP’li Toprak’tan hükümete yanıt: Özgürlükçü Anayasa’ya katkımız var
Seçimin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yeni Anayasa mesajlarına CHP’den ilk yanıt Genel Liderlik Koordinatörlüğü Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’tan geldi.
Haftalık değerlendirme raporunu yayınlayan Erdoğan Toprak, bazı kriterleri sıralayarak, bu kriterlerin sağlanması durumunda yeni Anayasa çalışmalarına katkı sağlayabileceklerini belirtti. Erdoğan Toprak’ın haberinin ilgili bölümü şöyle:
“Hükümet, seçimden sonra yeni anayasa teklifini gündeme getireceğini ve sivil bir anayasaya öncülük etmesi için TBMM’de çalışmaya başlayacaklarını açıkladı. Hükümet, bunu yücelten bir anayasa yapma konusunda samimiyse işbirliğine hazırız. İktidar, istibdat idare sistemini fiilen sona erdirecek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iktidar ve prestijini yeniden tesis edecek, Türkiye’yi muasır demokrasiler düzeyine getirecek bir anayasayı en geniş mutabakatla uygulama fikrinde ciddi ve samimidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden işbirliği, biz de katkı sağlayacağız.”
Erdoğan Toprak’ın haberinde yer alan diğer başlıklar şöyle sıralandı:
SCHENGEN VİZE BAŞVURULARI REDDEDİLMİŞTİR
Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için Schengen vizesi başvurularında, aralarında önde gelen sanatkar ve bilim adamlarının da bulunduğu her iki başvurudan biri reddedilmektedir. Sığınmacılara ve yasadışı göçmenlere Türk vatandaşlığı ve pasaport verilmesi, Türk vatandaşlarının vize reddi ve mağduriyetlerinin en değerli nedenidir. Bu durumun tek sorumlusu AB’nin Mülteci Antlaşması ile sınır muhafızlığını kabul eden hükümettir. Demokrasi, insan hakları, kadın hakları, hukukun üstünlüğü vb. kriterlerden ve AB unsurlarından uzak bir ittifak olduğu gerekçesiyle Türkiye-AB üyelik müzakerelerinin feshine yönelik davetler yükseliyor.
SEÇİMİN EŞİT, ADİL VE ÖZGÜR BİR ORTAMDA YAPILMADIĞI AÇIKÇA
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Seçim Gözlem Komisyonu, seçimlerin eşit ve adil bir ortamda yapılmadığını, medya ve devlet imkanlarının devlet tarafından sağlandığını bildirdi. hükümet. Yaygın olarak kullanıldığı ve seçmenin sert ve ayrımcı dilden korktuğu vurgulandı. Bulgularımızla örtüşen bu bulgularla seçimlerin eşit, adil ve özgür bir ortamda yapılmadığı, orantısız devlet gücü, imkanları ve sınırsız medya desteği ile rekabetin yaşandığı açıktır. YSK’nın il seçim kurullarına yönelik çifte standart kararları, yerel yöneticilerin engellemeleri, SMS yasağı ve operatörlere ağır para cezası tehdidi bu süreçte etkili oldu. Öte yandan, toplumun yaklaşık yarısı seçimini demokrasi ve değişimden yana yaptı. Şimdi yapılması gereken, istibdat ittifakını geriletmek için demokrasi talebini daha da yükseltmek, dayanışmayı her alanda güçlendirmektir.
DEVLET, GERİLİM, TERÖR, İNANÇ İSTİSMARI, KURGU-KURUŞ-DENFORASYON POLİTİKASI ARTARAK DEVAM EDECEKTİR.
İktidar, seçim kampanyası ve stratejisini temel aldığı gerilim, terör, ihanet, inancı kötüye kullanma, kurgu-montaj-dezenformasyon siyasetinin dozunu artırmaya devam edecek. Bunun somut işaretleri Erdoğan’ın 28 Mayıs akşamı Kısıklı ve Beştepe’de yaptığı konuşmalarda verildi. Seçimde rakibini kitlelere yuhalamanın yanı sıra, bir başka rakibi için idam ilahileri anlamına gelen telaffuzları seslendirmekte bir sakınca görmedi. İktidarın dezenformasyon-yalan-topluluk kampanyasına, güvenlik korkularını tırmandıran kaygı atmosferine, toplumsal parçalanma-kamplaşmanın ve bölünmenin derinleştiği bir sürece devam edeceğini öngörüyorum.
YENİ EKONOMİK MODELİN ANAHTARI OLAN İHRACAT BÜYÜMEYE KATKI SAĞLAMADI
İlk çeyrekte açıklanan yüzde 4’lük büyümenin arkasında üretim, ihracat, yatırım, istihdam değil, özellikle seçim ve depremlerde hanehalkı ve devletin tüketim harcamalarındaki patlama ve ithalattaki artış var. Sanayi ve tarım küçülürken, yeni ekonomik modelin anahtarı olan ihracat büyümeye katkı sağlamadı. Seçim sonrası tüm baskılara rağmen dolar/TL 21’e, euro/TL 23’e yükseldi. Dolayısıyla ikinci çeyrekte kur çok daha yüksek olacak. Dolar cinsinden GSYİH’da bir düşüş olacak. Geçen yılın ilk çeyreğinde milli gelirde yüzde 31,1 olan işgücünün payı, seçim öncesi kıdem tazminatına, asgari ücrete yapılan zamlar ve milyonlara ödenen en düşük emekli maaşı nedeniyle bu yıl yüzde 38’e yükseldi. EYT düzenlemesi ile emekliler.
MEMUR VE EMEKLİLERİN TEMMUZ AYI MAAŞ ARTIŞI VE ENFLASYON FARKI İNDİRİLMEK AMAÇLANDIRILMIŞTIR.
Hükümetin seçime bir ay kala konutlarda kullanılan doğal gazın ‘bedava’ olacağını açıklamasıyla birlikte TÜİK, Mayıs ayı enflasyonunun hesaplanmasında doğal gaza ‘sıfır fiyat’ yöntemini uygulayacağını duyurdu. Mayıs ayında açıklanacak enflasyonun kağıt üzerinde ciddi bir düşüş göstermesi ve aylık enflasyonun ‘negatif’ çıkması muhtemel. Bu sayede yıllık enflasyonun düşürülmesi, memur ve emeklilerin temmuz ayındaki maaş zamlarının düşürülmesi ve enflasyon açığının kapatılması amaçlanıyor. Öte yandan milyonlarca SGK, Bağ-Kur ve emekli memur ile yeni emekli EYT’liler, TÜİK’in doğalgazı yok sayarak hesaplayacağı TÜFE’ye endeksli daha düşük zam ve enflasyon farkı almak zorunda kalacak. Reel enflasyon karşısında milyonlarca insan hakları ellerinden alınarak mağdur edilecektir.
HAYVANCILIKTA BÜYÜYEN KRİZ, MAHKEME FİYATLARININ ÜÇ KAT YÜKSELTİLMESİYLE OLUŞTURULDU
Yaklaşan Kurban Bayramı öncesi büyüyen hayvancılık krizi, kurbanlık fiyatlarındaki üç haneli artışla somutlaştı. Canlı hayvan borsasında kurban fiyatları yüzde 150 artarken, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) vekaleten kurban fiyatlarını yüzde 165 artırdı. Kızılay, Türk Hava Kurumu (THK) gibi vekaleten kurban bağışı ve kurban hizmeti veren kuruluşlar, fiyatlarını yüzde 140-150 oranında artırdı.
RUSYA’NIN TALEP VE BEKLENTİLERİ MASAYA TAŞIYACAK
28 Mayıs seçimlerinden kısa bir süre sonra Kremlin Sarayı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceğini duyurdu. Putin’in ikili görüşmeyi hemen gündeme alması, seçim sürecinde hükümete sağladığı manevi, siyasi ve mali desteğin karşılığında Rusya’nın talep ve beklentilerinin masaya yatırılacağını gösteriyor. Yıllardır ambalajında saklanan 3 milyar dolarlık S-400’ler, ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırımlarına ve Trump yönetimi döneminde F-35 savaş uçağı projesinden dışlanmasına rağmen bu açıdan somut bir örnek olarak öne çıkıyor. dönem. Seçim takviyesi karşılığında Rusya’ya kapalı kapılar ardında hangi vaatlerin verildiği önümüzdeki günlerde Putin-Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesiyle netleşecek.
SEÇİM SÜRECİNDE HÜKÜMETİN ‘DIŞ GÜÇLERE DAYALI’ OLDUĞU KAPLANDI
Dış güçlerin söylemini ve dış güçlerin müdahale iddiasını sürekli dile getiren hükümetin seçim sürecinde ‘dış güçlerden takviye aldığı’ ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimin ardından Körfez ülkelerinin liderlerine ‘depo döviz hesapları’ için teşekkür ziyaretinde bulunacağını bildirdi. Körfez emirlikleri ve diğer bölge ülkelerinin verdiği bu milyar dolarlık destek neye karşılık geldi? Her fırsatta ‘dış güçler’ söylemine sarılan hükümetin, seçimlerde içine dolar akıtan dış güçlere ‘şükran turu’ hazırlaması Türkiye’nin prestijini zedeliyor. Muhtemelen Erdoğan, bir teşekkür mahiyetinde bu ülkelerin cumhurbaşkanlarından yerel seçimlere kadar döviz hesaplarını muhafaza etmelerini ve milyarlarca doları Merkez Bankası’nda tutmalarını isteyecektir. Gelinen aşamada ekonomik zayıflıkla birlikte ortaya çıkan nakit bağımlılığına olan bu ilgi, önümüzdeki dönemde ülkenin dış politikasına ve bağımsızlığına olumsuz yansımalarını gösterecektir. (HABER MERKEZİ)